16 Ekim 2007 Salı

İlgi

İ L G İ

İlgi; başkaları ile ilişkilerimizi geliştiren, sevgi ve sıcaklık oluşturan, işbirliğini arttıran, ruhsal dengemizi ve mutluluğumuzu olumlu yönde etkileyen, güven kazandıran bir yolun ilk adımı ilk basamağıdır.
İlgi; hava, su, güneş, yiyecek gibi temel ihtiyaçlarımızdandır. Hangimiz ilgi görmenin ve göstermenin önemsiz ve gereksiz olduğunu söyleyebiliriz. İlgi görmek ve göstermek adeta mutluluğumuzun ve varlığımızın kaynağıdır. Evet, insanlar olarak bizlerin ve diğer tüm canlıların ilgiye ihtiyacımızın olduğu aşikardır. Bundan dolayı dikkatli bakarsanız her insanın alnında “Lütfen benimle ilgilenir misiniz?” yazmaktadır. Hayat gerçekten de bir ilgi görme savaşı gibidir. Hayatı yaşamaya değer ve anlamlı kılan da bu savaştır. Çünkü, ilgi görmek ve göstermek bizi bilgiye, başarıya, tanınmaya, kabul edilmeye, sevgiye, aşka ve hayatın gerçek anlamını bulmaya götürür. İlgi, ilgi gösterene de gösterilene de aynı anda olumlu duygular yaşatır. Hayatı farkında olarak ve tat alarak yaşamamızı sağlar. İlgi duyup zaman ve dikkatimizi verdiğimiz her şey bizim dünyamızda anlamlı hale gelirken, biz de onların dünyasında anlamlı hale geliriz. Ne güzel, ne coşku verici değil mi? Hayatı ilgisiz olarak yaşamak yerine çevresindeki canlılara, güzelliklere ve muhteşemliklere ilgi duyarak ve her gün ilgi alanını daha da genişleterek yaşamak. Aslında insanlarla, hayvanlarla, bitkilerle ve hatta cansız varlıklarla kurduğumuz ilgilerin her biri bizi hayata bağlar. Bu bağlar can simidi gibidirler. Normal zamanlarda varlıkları bize huzur, güven ve mutluluk verirken, fırtınalı zamanlarda bizi su üstünde tutarlar ve çoğu zaman da hayatımızı kurtarırlar. Bu can simidi niteliğindeki ilgi bağlarımız olmazsa hayatın anlamsızlığı gibi bir büyük dalga bizi yaşamdan kolayca kopartabilir. İlgisizliğin ve dikkate alınmama hissinin yaşandığı durumlarda miskinleşir, bilgisizleşir, hayattan ve olup bitenden uzaklaşabiliriz. Kendimize güvenimiz azalır, davranış bozuklukları, ruhsal sıkıntılar, uyumsuzluklar, hırçınlıklar, içine kapanmalar meydana gelir. Bizi yıpratır ve yenik yapar. İlgisizlik ve ilgi görememe belki de yaşamama halidir. Yapılan bir araştırmada aynı anda doğan sağlıklı iki maymun yavrusu yalnız olarak ayrı kafeslere konurlar. Birisine oyuncak bir bez bebek verilirken diğerine hiçbir şey verilmez. Aynı şekilde beslendikleri halde kendisine oyuncak bebek verilen yavru maymun, ilgi gösterebileceği bir şeye sahip olmaktan dolayı ve hayatını bir ölçüde de olsa onunla anlamlandırabildiği için yaşamına devam ederken, diğeri ilgi görmemek yanında ilgi gösterebileceği herhangi bir şeye de sahip olamadığından kısacası hayatın anlamsızlığından dolayı yaşama veda eder. Bizler de bunun bilincinde olarak hem kendimizi hem çevremizde bizden ilgi bekleyenleri yaşıyorken öldürmeyelim. Hayata seyirci kalmamak ona daha bağlı, istekli, coşkulu ve hayatla daha iç içe olmak için çevremize ilgimizi arttıralım. Aslında, pek çoğumuz insanlarla ve çevremizle pek fazla ilgilendiğimizi söyleyemeyiz. İlgi azlığından dolayı ceviz kabuğu içinde ya da kuyunun dibinde yaşıyor gibiyizdir. Bu durumda hem kendimizi hem de çevremizdekileri cezalandırmış oluyoruz ve kendi elimizle bu muhteşem ve büyük dünyamızı küçültüyoruz. Oysa, kendimizle ilgilenmemiz, kendimizle ilişki kurmamız başta olmak üzere eşimizle, çocuklarımızla, dostlarımızla, arkadaşlarımızla, komşularımızla, mahallemizle, şehrimizle, ülkemizle, dünyamızla ilgilenmemiz ve içindeki canlılarla bağlar kurmamız, yani kuyunun dibinde yaşamaktan kurtularak yeryüzünün ve diğer yaratılanların muhteşemliği ile tanışmamız dünyamızı olduğundan daha fazla genişletecektir.
Zaten, insanlar olarak çok şeye ilgi duymamız gerekmeseydi ve istenmeseydi bizim için yaratılan dünyada bu kadar çok şey yaratılır mıydı? Bu da bize çok şeye ilgi göstermeye ihtiyacımızın olduğunu söylüyor sanırım. Ancak, görmeye ve göstermeye bu kadar çok ihtiyaç duyduğumuz ilginin olumlu ve bilinçli olması gerekiyor. Zira, her zaman bilinçli ve olumlu ilgi gördüğümüzü ve gösterdiğimizi söyleyemeyiz. Bazen bilinçsiz, olumsuz ve aşırı ilgi göstermekte ve görmekteyiz. Bu tür ilgiler ise çoğu zaman telafisi zor durumlarla bizleri karşı karşıya bırakabilmektedir. Televizyonlarda, gazetelerde ve çevremizde sık sık duyduğumuz, gördüğümüz, okuduğumuz gibi, başta ilgisizlik olmak üzere bilinçsizce gösterilen olumsuz ilgi ve aşırı ilgi çocuklarımızda özelikle de gençlerimizde büyük bunalımlar, sıkıntılar, olumsuzluklar meydana getirmektedir. İlgisizlik ve olumsuz ilgi, sevgisizlik mesajları da içerdiğinden, çoğu zaman yıkıcı olmakta ve istemediğimiz durumlarla hem bizleri hem de çocuklarımızı karşı karşıya bırakmaktadır. Çocuklarımıza ilgi göstermezsek onların korkularını, sıkıntılarını, duygularını nasıl öğrenebiliriz? Bunları öğrenmezsek onlara nasıl olumlu olarak yaklaşıp çözümler üretebiliriz? Onların coşkularına katılıp nasıl dostları olabiliriz? Onları bu ilgi görme savaşında anne ve babaları olarak desteklemezsek onlar bu yaşam savaşını nasıl başarı ile sürdürebilirler? Çocuklarımızın ve gençlerimizin her fırsatta bizlerin ilgisini istemeleri bunun için adeta yakarmaları ve haykırmaları boşuna değildir. Zira, çocuklarımızla ve gençlerimizle ilgili yaşanan bir olumsuzlukta onların ağzından duyduğumuz ve bizlere acı veren sözler, genellikle anne ve babalar olarak ilgisizliğimiz ya da olumsuz ilgimiz ilgili sözlerdir. “Benimle ilgilenmiyorlardı”,“Benimle konuşmuyorlardı”,“Beni dinlemiyorlardı”, “Bana kızıyorlar,bağırıp- çağırıyorlardı”, “Beni dövüyorlardı”, ... gibi acı ama gerçek sözleri sık sık büyük çıkmazların içindeki gençlerimizden ne yazık ki hep duymaktayız. Bilelim ki anne, baba ve çocuk arasında yaşanan bütün olumsuzlukların başlangıç noktası anne-babadır.
Bir canlı için özellikle de biz insanlar için en kötü şey ilgi görmemektir. Bu durum hiçlik yani yokluk anlamına geleceğinden böyle bir durama olumsuz ilgiyi ve belki de dövülmeyi, itilip-kakılmayı tercih ederiz. İlgi çekmek için çoğu zaman yaptığımız anormal davranışların altında bu duygu vardır. Bu nedenle insanlara, özellikle de çocuklarımıza ilgisiz olmayalım. İlgisiz anne, ilgisiz baba, ilgisiz eş, ilgisiz öğretmen, ilgisiz yönetici, ilgisiz amca-dayı, ilgisiz arkadaş kısacası ilgisiz insan nitelemelerine muhatap olmak ne kötüdür.
Ancak, ilginin de aşırısının zararlı olduğunu unutmayalım. Bu noktada sizlerle bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. İki arkadaş ormanda yürürlerken kozasından çıkmaya çalışan bir kelebek görürler. İçlerinden birisi yavruya acıyarak onu kozadan kendi elleriyle çıkartmaya karar verir. Kozayı itina ile açarak kelebek yavrusunu özgürlüğüne kavuşturur. Ancak yavru uçamaz ve ayaklarının dibine düşerek ölür. Özgürlüğün tadına hiç varamaz. Zira yavru kendi çabasıyla kozadan kurtulmaya çalışırken güçlenecek ve bu güçle uçabilecekti. Kelebeğe gösterilen bu bilinçsiz ve aşırı ilgi onun hayatına mal olmuştu.
Öyleyse gelin; bu hikayeden kendimize dersler çıkartarak, başta gelişme yeteneklerini sınama evresinde olan çocuklarımız olmak üzere diğer tüm insanlara ve canlılara ilgimizi gösterirken bilinçsizce aşırı ilgi ve aşırı koruyucu durumlardan da kaçınalım. Kozalarını kendi ellerimizle açarak onları güçsüz, pasif, kendine güvensiz ve kendi ayakları üstünde duramayacak duruma getirmeyelim. Kabiliyetlerini köreltmeyelim. Olumsuz ilginin belirtileri olan eleştiriler, nefret belirtileri, gülünç bulmalar, küçümsemeler, tepeden bakmalardan kaçınırken, olumlu ilginin belirtileri olan övme, teşekkür, iftihar etme, hayranlık duyma, dikkatlice dinleme, zaman ayırma, gülümseme, selamlaşma, hatır sorma, başını okşama, sırtını sıvazlama, kucaklama, öpme....gibi söz ve davranışlarımızla kişilerin maneviyatlarını, kendine güvenlerini ve hayata bağlılıklarını arttıralım. İnsanlara nesneymiş gibi davranmayalım. İlginin yaşantımızda güzelliklerin ve başarıların ilk basamağı olduğunu bilerek bu basamağı mutlaka kullanalım. İnsanlarla ve tüm canlılarla sürekli ilgilenerek duygusal hesabımıza yatırımlar yapalım. Sevdiklerimizin sevgi deposunu dolu tutmak için onlara değerli olduklarını hissettiren ilgimizi eksik etmeyelim. İlgimizi gösterirken dürüst ve içten olalım. Karşılık görmesek de ilgimizi göstermeye devam edelim. Unutmayalım, en olumsuz ve sinir bozucu davranışın ardında bile ilgi görmek için çırpınan mutsuz bir insan vardır. Göstereceğimiz ilgi ise hem onları hem de bizi mutlu edecektir.

Hiç yorum yok: