16 Ekim 2007 Salı

Yanlış Duvar

YANLIŞ DUVAR

Bir adam hayatı boyunca duvara yasladığı merdivenin tepesine ulaşmak için mücadele eder ve sonunda bunu başarır. Tepeye vardığında anlar ki, merdiveni yanlış duvara yaslamıştır.
Bu; bir insan için ne üzücü bir durumdur. Hiçbirimiz yaşantımızda böyle bir sonuçla karşılaşmak istemeyiz. Nasıl isteyelim ki; bizi doğru yere götüreceğini umduğumuz hayat merdivenimizin basamaklarını bin bir zahmetle adım adım çıkmışken, vardığımız yerin varmak istediğimiz yer olmadığını anlıyoruz. Bu durumda kendimizi doğrunun, iyinin, güzelin ve özlemlerimizin çok uzaklarına düşmüş olarak buluyoruz.
Halbuki biz; hayat merdivenimizin basamaklarını çıkarken o tepede sevineceğimizi, ödülleri toplayacağımızı, başarımızı kutlayacağımızı ummuş, merdivenin tepesinden aşağıya bakıp kendimizle gurur duyacağımızı ve yaşantımızın amacı olun mutluluğu yakalayacağımızı düşlemişizdir.
Öyle de; bütün bunları ancak merdivenimizin dayalı olduğu duvarın “doğru duvar” olması halinde yaşayabiliriz. Eğer; merdivenimizi “yanlış duvara” yaslamış isek, tepeye vardığımızda ne yazık ki, yazının başındaki adam gibi büyük bir yıkıma uğrarız. Elbette bu noktadaki hüsranımız, pişmanlığımız fazla bir anlam ifade etmeyecektir. Ne yazık ki çoğumuz, ömrümüz boyunca çalışır, çabalar hayat merdivenimizin tepesine öyle ya da böyle çıkarız. Bir de görürüz ki merdivenimizi “yanlış duvara” yaslamışızdır.
Ben; kendimden çevremdeki, insanlardan ve okuduklarımdan fark ettiğim bazı yanlış duvarları yazmaya çalışacağım. Umarım sizler de bunlara kendinizden ve çevrenizdekilerden gözlemlediğiniz yanlış duvarları ekleyeceksinizdir.
Yıllar önce okuduğum bir üzücü haberde, üst rütbeli bir subay emekli olduktan birkaç ay sonra intihar etmişti. Yapılan araştırmalar sonunda intihar nedeni olarak büyük olasılıkla subayın, iş yaşamını yaşantısının tek gayesi olarak görmesi ve iş yaşamı dışında insan olarak ihtiyacımız olan dostluk, arkadaşlık ve diğer uğraşlara önem vermemesi neticesinde yalnızlık çekmesi ve bu nedenle yeni hayata adapte olamaması gösterilmişti. Bence bu zat, hayat merdivenini yanlış duvara dayamıştı ve etrafını daha iyi görüp, bulunduğu yeri daha iyi değerlendirdiği o tepede aradığı mutluluğu bulamamış ve bunalıma girmişti. İşte;
- İşimizi yaşamımızın bir parçası olmaktan çıkartıp, yaşamımızın tek gayesi haline getirmemiz ve insan olarak ihtiyacımız olan diğer güzelliklere zaman ayırmamamız, yer vermememiz “yanlış duvar”dır.
- Bencillik, cimrilik, hasetlik, kincilik “yanlış duvar”dır.
- Kendimize ve çevremize zarar veren aşırı hırs ve kazanmak uğruna her şeyi mubah saymak “yanlış duvar”dır.
- Makam, mevki, ve dünya malı için onurunu ve kişiliğini kaybetmeyi kabullenmek “yanlış duvar”dır.
-Eşsiz, dostsuz, sevgisiz ve aşksız yaşamayı benimsemek “yanlış duvar”dır.
-Başka yetişkinlerin üstesinden gelebileceği sorumluluğu onların yerine üstlenmek “yanlış duvar”dır.
- Kendimize zaman ayırmadan, kendimizi özel ve güzel hissetmeden yaşamayı seçmemiz “yanlış duvar”dır.
- Neşesiz, eğlencesiz, coşkusuz yaşamak “yanlış duvar”dır.
-Çevremizdeki ve maiyetinizdeki insanları kırıp, dökmek, onları önemsememek ve hakir görmek “yanlış duvar”dır.
- Kavgacılık, azgınlık, geçimsizlik gibi kötü huylarımızı sürdürmek “yanlış duvar” dır.





- Ne olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi düşünmeden yani yaradılış gayemizi sorgulamadan ve gereğini yerine getirmeden yaşamamız “yanlış duvar” dır.
-Sahip olduğumuz zamanımızı ve diğer maddi varlığımızı “Benim için daha önemli olan ne?” sorusunu sormadan, doğru sıralamayı yapmadan ve gerekli dengeyi kurmadan yaşamamız “yanlış duvar” dır.
Hepimizin yaşamında bu ve bunlara benzer onlarca “yanlış duvar” var. Ve bizler belki de farkında olmadan her gün bu duvarlara dayalı merdivenlerimize çıkmaya devam ediyoruz. Duvarlarımız yanlış olunca merdiveni çıkarken de çıktıktan sonra da arzu ettiğimiz güzellikleri ve mutlulukları yaşayamıyoruz. Eğer; merdivenimiz doğru duvara yaslanmış olsaydı, attığımız her adımda neşe, mutluluk, hafiflik ve diğer bütün güzel duygularla dolu olarak insanlarla yakınlıklar kuracak ve iş birliği içinde olacaktık.
Öyleyse gelin; yaşamımızın ana gayesi olan mutluluğu yakalayabilmek için yanlış duvarımızı fark edelim ve hayat merdivenimizi insan olmamızın onuruna, şerefine ve erdemine yakışan doğru duvarlara yaslayalım
Unutmayalım; hayat merdivenimizi doğru duvara yaslamışsak; attığımız her adımda, çıktığımız her basamakta neşe, mutluluk, hafiflik ve diğer bütün güzel duygularla dolu olacağızdır. Merdivenin tepesinde ise sevinçler, ödüller, kutlamalar, kendimizle gurur duymalar ve mutluluklar bizleri beklemektedir.
Ne mutlu, hayat merdivenini doğru duvarlara yaslayarak insanlık erdeminin doruklarına tırmanabilenlere.

Hiç yorum yok: