16 Ekim 2007 Salı

İnsan İlişkilerin

İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM
“Yaşantımızın kalitesi, iletişimimizin kalitesine de bağlıdır”
Biz insanlar fiziki, psikolojik, sosyal ve manevi ihtiyaçlarımızı en iyi bir şekilde temin ve tatmin için toplu yaşamayı tercih ediyoruz. Bu tercihimiz beraberinde iş, eş, arkadaş, dost, akraba, komşuluk......gibi ilişkilerin doğmasına neden olmaktadır. Bu ilişkiler, kişiliğimizin gelişmesinde ve sağlıklı bir ruhsal yapıya kavuşmamızda bize katkı yapmaktadırlar. Kişinin insanlarla kolay diyaloga girebilmesi ve buna bağlı olarak da gerçek dostlarının çokluğu bir zenginliktir. İnsanlarla iyi ilişkiler kurmanın inceliklerine dikkat ederek bizde bu zenginliğe ulaşabiliriz. Bunun için de;
-Kendimizi bilmemiz,
-İnsanları olduğu gibi sevmemiz (Koşulsuz sevgi),
-Her şeyi kendi çıkarlarımıza göre değerlendirmememiz,
-Belirli bir hoşgörü ve esnekliğe sahip olmamız,
-İş sorumluluğunun bilincinde olmamız,
-İnsanlarla iş birliği yapabilmemiz,
-İyi bir iletişim becerisine sahip olmamız gerekmektedir.,
Ne güzel olurdu, ilişkilerimizde ve iletişimlerimizde savunucu, yargılayıcı, denetleyici ve kesin hükümlü tutumlar sergilemek yerine, açık, anlayışlı, eşitlik belirten,esnek ve sorun çözmeye yönelik tutumlar benimseyebilseydik. Kişisel ve toplumsal görevlerimize uygun güzel hedefler belirleyip, bu hedeflere ulaşmak için çaba sarf edebilseydik. Bu hedefleri belirlerken evrensel değerlerin farkında olarak onlardan yararlanabilseydik.
Evet. İletişimimizin kalitesi yaşantımızın kalitesini etkilemektedir. Öyleyse yaşantımızın kalitesini yükseltmek için; “İletişim ve iyi ilişkiler benimle başlar” diyerek ilk adımı karşıdan bekleme yerine biz atalım. Maddi menfaatler için dostlukları, arkadaşlıkları, sevgiyi ve saygıyı yok etmeyelim. İnsanlara değer vererek onları can kulağı ile dinleyelim. Bilerek ve düşünerek güzel ifadelerle konuşalım. İnsanlara karşı önyargılarımızdan ve şartlanmalarımızdan kurtulalım.
Farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim. İç benliğimiz ile dış benliğimizi uyumlu hale getirerek yani kişisel bütünlüğümüzü sağlayarak, insanlara maskesiz, içten ve samimi davranalım. “Benim bildiklerim kesinlikle doğrudur ve başka da doğru yoktur” dayatması ve yanılgısından kurtularak, “her şeyi tam ve doğru olarak bilmem mümkün olmayabilir. Daha güzel fikirlere her zaman açığım” diyebilelim. Yakın olduğumuz, ilişkide bulunduğumuz insanların kişiliğini değiştirmeye çalışmayalım. Yansıttıkları kişiliği olduğu gibi kabul ederek hatalarını, kırmadan, yargılamadan ifade edelim. Kendi hatalarımızla ilgili dost uyarılarını da dikkate alalım.
İnsanlar arasında mutluluk ve huzura katkıda bulunalım. İnsanlara faydamız yoksa en azından zarar vermeyelim. Birdenbire hiddetlenme ve asabi haller insan ilişkilerinin mayınları gibidirler. Kimse bu mayınların yakınında bulunmak istemez. Bu mayınlarla etrafımızdakilerin hayatlarını zehir etmeyelim. Sakin, sevecen, sabırlı ve insanlık onuruna saygılı olalım. İnsanlar hakkında olumlu düşünelim. Kavgacı ve uzlaşmaz tutumlar sergilemeyelim. İlişkilerimizde korkuyu değil, sevgiyi öne çıkaralım. İnsanları kötü, yaramaz diye nitelendirme kolaycılığından sıyrılarak “Her insan değerlidir ve sevilmeye layıktır” ana fikrinden hareketle kötüyü iyi, yaramazı yararlı yapmak için çaba harcayalım.
Gelin hep birlikte, iyi insan ilişkilerinin yaşantımızın gayesi olan mutluluğu yakalamada bizlere katkı yapacağını kabul ederek, iletişimlerimizin kalitesini yükseltelim. Unutmayalım, insan ilişkilerinde ne ekersek onu biçeriz. Öyleyse sevgi, saygı, hoşgörü, iyilik, sabır, güler yüz, yardımlaşma, yakınlık, iş birliği, paylaşma, dayanışma, güven, samimiyet, dürüstlük, hakkaniyet, tutarlılık,... tohumları ekelim. Bunların güzel ürünlerini hep birlikte biçelim ve paylaşalım.

Hiç yorum yok: