16 Ekim 2007 Salı

Yaşantımızda Denge

YAŞANTIMIZDA DENGE

Yaşantımızda denge, hem bizim hem de çevremizdeki insanların mutluluk ve huzuru için önemli bir kavram olup, yaşantımızda yer alan her şeye önemiyle orantılı olarak zaman ayırmaktır. Aslında biz insanlar genellikle mal, para, makam, şöhret gibi dış başarılar ile kişisel tutku ve zevklerimize çok fazla zaman ayırdığımız halde, sevdiğimizi söylediğimiz eşimize, çocuklarımıza, dost ve arkadaşlarımıza, akrabalarımıza az zaman ayırırız. Hem kendimizi yalnızlığa ve mutsuzluğa mahkum ederiz, hem de sevdiklerimize haksızlık etmiş oluruz. Dış başarılar bize iç huzuru ve mutluluğu sağlayamaz. Nice büyük maddi kazançları sağlamış insanlar yaşantılarında bu dengeyi gözetmedikleri için dostsuz kalmışlar, bunalıma düşmüşler ve çareyi intiharda arayanlar bile olmuştur. Çünkü hiçbir maddi kazanç ve diğer dış başarılar, insan olarak ihtiyaç duyduğumuz yakınlığın, dostluğun, sevmenin, sevilmenin yerini tutamazlar.
Gelin, kendi elimizle kendimizi kuruyan bir dala dönüştürmeyelim. Güzellikleri çevremizden birer birer uzaklaştırmayalım. İşimize gerekli zamanı ayırmanın yanında kendimize, sevdiklerimize, eşimize, dostumuza da yeterli zamanı ayıralım. Eşimizle, çocuklarımızla el ele, gönül gönüle vakit geçirelim. Onlarla parka, sinemaya, maça, pikniğe, tiyatroya ....vb yerlere giderek hem eğlenmelerini hem de gelişmelerini sağlayalım. Konuşalım onlarla. Sohbetler yapalım. Şakalaşalım, esprilerle gerginliklerini giderelim. Kısacası insan olarak hepimizin ihtiyacı olan nitelikli beraberlikler yaşayarak mutluluğu tadalım, tattıralım.
Zaman ayırmak ve emek vermek sevdiğimizin, ilgilendiğimizin göstergesidir. Günde 5-10 dakikamızı ayırmadığımız çocuğumuza sevdiğimizi söylesek inandırıcı olur mu? Aslında hayat o kadar kısa ve çocuklarımız o kadar hızlı büyüyorlar ki, büyüdüklerinin farkında bile olamıyoruz. Yaşantımızda onlara ayıracak nitelikli zamanı mutlaka bulalım. Diğer yandan dostlarımıza, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaşlarımıza ve çevremizdeki diğer tüm canlılara da zaman ayırarak yaşantımızda yer verelim. Onlar olmadan hayatımızın anlamsız ve renksiz olacağını unutmayalım.
Ne güzel olurdu, yaşantımızın düzene girmesi bizim kendimizden ve çevremizden, çevremizin de bizden hoşnut olması için yaşantımızda dengeye özen gösterebilseydik. Bazı bencilliklerimizden sıyrılarak işimize, ailemize, kendimize, dost ve arkadaşlarımıza, akrabalarımıza, çevremize gerekli ve yeterli zamanı ayırabilseydik. Başarıya ve mutluluğa birlikte erişebilseydik. Kısacası “hayatımızı anlamlandırıp, farkında olarak yaşayabilseydik.”

Hiç yorum yok: