16 Ekim 2007 Salı

Sevgi

SEVGİ

Sevgi, insan olarak çok özlemini duyduğumuz bir duygudur. Birleştirici, iyiliğe yönlendirici ve gönüllü davranış değiştiricisidir. Kullanıldıkça eksilmeyen bir enerjidir. Hepimizin içerisinde bu sevgi enerjisi mutlaka vardır. Ancak bazılarımız bunu açığa çıkarabiliyorken, bazılarımız kalın duvarlar arkasında saklıyor. Kendisi bile bu sevginin farkında olamıyor. Çevresindeki insanlar da onları sevgisiz olarak nitelendiriyorlar. Ne kötü bir niteleme. Sanırım hiçbirimiz bu durumda olmak istemeyiz. İçimizdeki sevgi enerjisini serbest bırakabilirsek bu duruma düşmediğimiz gibi, gideceğimiz yere bizden önce ulaşarak kapıları ve gönülleri bize açar.
Sevgi öncelikle ailede öğrenilir. Sıcak ve şefkatli bir kucaklama, ipek yumuşaklığında bir sesleniş, beğeni dolu bir bakış, samimi bir övgü, içten bir gülümseme ve başını okşama çocuğun içine filizlenmek üzere attığımız sevgi tohumlarıdır.
Sevgi; yüreğin titremesidir, coşku duymasıdır. Çiçeğe dökülen bir damla su, kedi yavrusuna ikram edilen bir kaşık süttür. Acımadır, yardımdır, iyiliktir. Hoşgörüdür, iş birliğidir, sabırdır, zaman ayırmadır. Emektir, cömertliktir, bağlılıktır, ilgidir, güvendir. Karşıdakinin kişiliğini değiştirmeden olduğu gibi kabullenmedir, kendi dahil her şeyi kucaklama isteğidir, gönlünü herkese açık tutmadır.
“Birbirinizi sevin” ilahi emri binlerce yıldır bizlere yol göstermektedir. Aslında birçok şeyi hevesle seven insanlar için cennet, bu dünyanın kendisidir. Ne güzel değil mi? Hem bu hayatta cenneti yaşamak, hem de ilahi emre uyduğumuz için öbür dünyada cenneti elde edebilmek.
Bütün bunlara rağmen bize sevgilerini kolaylıkla sunanlardan hemen kuşkulanırız. Onları art niyetli olarak düşünürüz. Çünkü toplumumuzda sevgi değil, sevgisizlik ve şiddet daha belirgindir. Bundan dolayı, yaşantımızda önemli bir eksiğimizin “sevgi” olduğunu düşünüyorum. Gerçekten sevildiğimizi nasıl anlayacağız derseniz, seven insanlar, bizim biz olmamızı isterler. Bağımsız ve özgür olmamızı isterler. Boyun eğici ve korku içinde olmamızı istemezler. İhtiyaç duyduğumuzda yanımızda olurlar. Başarımıza sevinirler, kusurlarımıza hoşgörü ile yaklaşırlar.
Evet, yalnız insanlar değil, tüm canlılar sevgiden olumlu yönde etkilenirler. Sevgileri ve ilgileri ile bize kendimizi özel biri gibi hissettiren kimseler için dağları deviririz. Bundan dolayı nefret ederimi değil, severimi çok kullanalım. Sevmek için sevelim, karşılığında sevilmek şartıyla değil. Unutmayalım, seveceğimiz herbir kişi, bizi binlerce başka sevgiye ulaştırır.
Gelin hemen şimdi başka insanlara ulaşalım. Sevgimizi niyetimizin saflığı içinde iletelim. Özellikle de ailemizde sevgi ortamını mutlaka oluşturalım. Böylelikle yaşantımızda eksik olan sevgiye dönelim. Sevgi alamadığım için veremiyorum şartlanmasından kendimizi kurtaralım. Zira sevgi her yaşta öğrenilebilir, alınabilir, verilebilir. Sevmeyi öğrenebilmişsek, bu çok şeydir ve yaşantımızda her zaman her şeye yeniden başlayabilecek gücü kendimizde bulabiliriz. Sözün özü, hayatı ya seven sevilen ya da yenik ve mutsuz kişiler olarak yaşamak seçimini yapalım. Bence, hep birlikte güzelde, doğruda yani sevgide buluşalım.

Hiç yorum yok: